ERMENI HABER AJANSI

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Prag'da yaptığı görüşmeyi ve öncesindeki telefon görüşmesini "genel olarak olumlu" sözleriyle değerlendirdi. 

Ermenistan Devlet Televizyonu'na konuşan Paşinyan, söylemlerinin uyumsuz olmadığını, basına yönelik açıklamaların böyle bir izlenim yaratabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: "Tutarlı bir çalışma varsa, siyasi irade ve istek varsa, bu söylemler eşleştirilebilir, bu da nihayetinde ilişkilerin normalleşmesi anlamına gelir”

Paşinyan'a göre taraflar Ermenistan-Türkiye sınırını üçüncü ülke vatandaşlarına açmayı başarırlarsa bu çok ciddi bir ilerleme olacak.

Paşinyan "Şu anda üzerinde çalışıyoruz ama bu sorunu bir iki gün içinde çözeceğimiz yanılsamasına kapılmamızı istemiyorum. Söylediğim şey, sürekli olarak bu yönde çalışmamız gerektiğidir” dedi.

Başbakan Paşinyan, ilişkilerin ön koşulsuz normalleşmesi gerektiğine dair resmi açıklamayı hatırlattı ancak “Azerbaycan'ın her zaman görüşmede olduğunu biliyoruz” dedi.

Paşinyan “Azerbaycan ile ilişkileri normalleştirmek istemediğimizi kim söylüyor?” diye de ekledi.

Paşinyan şöyle devam etti: "Azerbaycan ile ilişkilerin normalleşmesini istiyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmede de Ermenistan'ın Türkiye'nin bazı konulardaki duruşunu nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl yorumladığı konusunda bir takım nüanslar sunmaya çalıştım. Ayrıca Türkiye'nin Ermenistan veya Azerbaycan'ın bir takım pozisyonlarını nasıl algıladığını da anlamaya çalıştım.”

Paşinyan  Ermenistan'ın, Ermenistan Azerbaycan sınırında 3 kilometrelik bir askerden arındırılmış bölge oluşturmayı önerdiğini de söyledi.

"Azerbaycan'ın yarın bir saldırı başlatmaya karar vermeyeceğine dair hiçbir garanti yok" diyen Paşinyan, sınırın uluslararası bir denetimine tabi olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Paşinyan Karabağ'da görev yapan  Rus barış güçlerinin görev süresini uzatan bir belgeyi imzalamaya hazır olduğunu da yineledi ve şöyle devam etti:  "Bunu Rusya ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarıyla Soçi'deki görüşmede söyledim, ancak bir fikir birliği olmadı. Bölge halkının hakları ve güvenliği garanti altına alınırsa, teorik olarak 2025'ten sonra barış güçlerinin hizmetlerine ihtiyaç duyulmayacak. Ancak bu garantilerin pratikte de denenmesi gerekiyor. Rus  barış güçleri bu garantilerin net bir formülasyonu olmadan Karabağ'dan çekilemez."